https://www.facebook.com/incihikayeler11
  Kilis
 

Türklerin Anadolu'ya yerleşmelerinden önce, yörenin tüm tarihsel süreçlerini yaşamış olan Kilisin, Orta Tunç çağından beri
önemli bir yerleşim merkezi olduğu bilinmektedir.

Hicretin daha ilk yıllarında (622 sonrası) İslam egemenliği altına giren kent, Bizans a karşı bir sınır karakolu niteliğini
sürdürmüştür. Bu yıllarda, Halep ili merkez san-cağına bağlı olan Kilis'te 5000'i çeşitli dinlerden olmak üzere 20.000 nüfusun
yaşadığı bilinmektedir.

Cumhuriyet döneminde, Gaziantep İline bağlı serhat bir ilçe olan Kilis, yıllardır hasretini duyduğu il olma isteğine, 6 Haziran
1995 tarihinde kavuşmuştur.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin batısında yer alan Kilis, 1.520 km2 lik bir yüzölçümüne sahiptir. İlim izde Akdeniz iklimi
yaşanmaktadır. Rakımı 650-1000 m. civarındadır. İl Merkezi, Suriye sınırında bulunan Öncüpınar Sınır Kapısına 6 km.
mesafede olup Suriye ve ile olan sınır uzunluğu 111 km dir. Bazı bölgeleri dağlık bir araziye de sahip olan Kilis, doğusundan,
batısından ve kuzeyinden Gaziantep İli sınırları ile güneyinden ise Suriye ile çevrilidir. İslâhiye'den çıkıp Kilis topraklarından
geçerek Suriye'ye giden Afrin Çayı, Sabunsuyu Deresi ile Balıksuyu Deresi ve Sinnep Çayı (Seve Suyu) önemli su varlıklarıdır.
Bunun yanında Resul Osman Dağı ve Kotal Dağı bölgemizin önemli yükseltileridir.

Kilis İlinin toplam nüfusu 111.115 dir. Nüfusun 67.542 si İl ve İlçe merkezlerinde, 43.573ü ise köylerde ikamet etmektedir.
Kilis İl merkezinin nüfusu 63.080 dir

Kilis in Elbeyli, Musabeyli ve Polateli olmak üzere üç ilçesi, 138 köyü, Yavuzlu adın-da bir beldesi ve 61 de mezrası vardır.

Ekonomisi tarıma dayalı olan Kilis'te üzüm ve zeytincilik en önemli ürünlerdir. Son yıllarda yapımı süren Küçük Sanayi Sitesi ve
alt yapısı tamamlanan Kilis Organize Sanayi Bölgesi ile sanayileşme de başlamıştır.

Bir tarih ve kültür şehri olan Kilis'te, 2 yüksekokul ve Kilis Eğitim Fakültesi eğitimini sürdürmektedir.

Kilisin önemli tarihi yerlerinden olan, M.Ö. 10.000 yılının ortalarında iskana açıldığı ve ilk yerleşim birimi olduğu belirlenen
Oylumhöyüğü ören yerinde kazı çalışmaları devam etmektedir.
 

İDARİ YAPI

Kilis ilinin yüzölçümü 1521 km2 olup, 19997 sayımına göre nüfusu 107 bin 827, merkez nüfusu 63 bin 363' tür. Merkezle
birlikte 4 ilçe, bir belde, 138 köyü vardır.

Kilis, Gaziantep ilinin bir ilçesi iken, Bakanlar Kurulu' nun 03.06.1995 tarih ve 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesi ile il
statüsüne kavuşturulmuş ve söz konusu kararnamenin 06.06.1995 tarihli 22305 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmasıyla
yürürlüğe girmiştir. Böylece Kilis, Türkiye' nin 79. ili olmuştur.

Kilis ilçe iken, bucak olan Musabeyli ve Polateli, ilçe statüsüne kavuşturularak ilimize bağlanmıştır. Gaziantep ilinin bir ilçesi olan
Oğuzeli' ne bağlı Elbeyli bucağı da ilçe statüsüne kavuşturulmuş ve ilimize bağlanmıştır.
 

*****
 

Milli Mücadelede Kilis

     (Ahmet BARUTÇU)

     Kilis kenti düşman işgalinden 77 yıl önce kurtuldu. Bu kurtuluş günü tarihte 7 Aralık 1921 olarak kayıtlıdır.

     Birinci Dünya Savaşı'nda oyuna getirilen Osmanlı İmparatorluğunu parselleyen işgal kuvvetleri, bir yandan Türkleri yok
     etme çabalarını tezgahlamaya çalışıyorlardı.

     Üzerine kara bulutlar çöken yurdumuzun her yanında kan ağlayan ulusumuz, içinde sönmeyen mücadele volkanının
     yeniden filizleneceği uygun bir zamanı ve ortamı bekliyordu.

     Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u. Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak basışı tüm ulusumuz için Kurtuluş Savaşı'nın ilk belirgin işareti
     oluyordu.

     Türk Ordusu'nun yanı sıra yer yer silaha sarılarak yurdu düşmandan kurtarma çalışmalarına katılan Kuvayi Milliyeciler'in
     bir grubu da Kilis ve yöresinde faaliyete geçmişti. Kilis caddelerinde çalımlı turlar atan Fransız askerleri bu yörede de
     tutunamayacaklarını kısa sürede anladılar. Bir umutla giriştikleri yıldırma politikaları kısa sürede iflas etti.

     Kentin batısındaki zeytinlik ve bağlarda üstlenen Kuvayi Milliyeci'ler gece baskınları ile işgalcileri şaşkına çeviriyorlardı.
     Kuvayi Milliyeciler'in mücadelesi giderek artan hücum ve baskınları sonrasında Fransız'lar Kilis'e geldiklerinden çok farklı
     biçimde ve arkalarına bakmadan kenti terk ettiler.

     Kilis'i düşman işgalinden kurtarmak için tarihe altın sayfalar açanlar, "Ölmek var, dönmek yok" parolasıyla yola çıktılar.
     Öldüler, fakat dönmediler. Cepheden Cepheye koştular. Analar oğullarını şehit verdiler. Küçük yavrular babalarını bir
     daha geri göremediler. Bir bir çoğaldı güçlü ordu oldular.

     O karanlık günlerde güney cephesinden Kilis'e gelen Mustafa Kemal, Anadolu harekatını başlatırken, Kilis Hükümet
     Konağı'nın önünde toplananlara şöyle sesleniyordu: "İlk ayak Bastığım Türk toprağındaki bu uyanıklığa cidden hayran
     kaldım. Ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler."

 
  Bugün 14819 ziyaretçi (20558 klik) giriş yaptı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol